Her yıl 24 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da bir araya gelmenin neşesini, sonbaharın hüznünü ve evlatlarımızın gözlerinde biriktirdiği umudun sevincini yaşıyoruz.

 Öğretmenlik mesleği, okuma, yazma öğrenmenin ötesinde ilim, irfan kültür ve medeniyet inşa etmenin ve inşa edilen bu medeniyetin, bir millete bir ülkeye ve yaşanabilir bir dünyaya dönüştürme gayesinin adıdır.

Öğretmenlik, insanlık tarihinin maddi bir ölçüsü olmayan ölümsüz mesleğidir. Her işi yapan, bilgi deposu ve ayaklı kütüphane olmak yerine; bilgi kaynaklarını öğreten, yönlendiren, değerlendirme alışkanlığı kazandıran kişidir öğretmen.

Geçmişle gelecek arasında bir köprü vardır. Ve bu köprü öğretmenler sayesinde kurulur. Tarihi ve Kültürel mirasımızın geleceğe taşınması, biz öğretmenlerin ait olduğumuz millete en büyük borcudur. Milletimizin tarih imbiğinden asırlarca damıtılarak biriktirdiği maddi ve manevi değerlerimiz, hızla küresel erozyona uğramakta, bu milletin değerleri yine bu milletin evlatları tarafından terk edilmektedir. Maziden güç almadan yetişen bir atinin ne kadar bu topraklara ait olacağı, ne kadar bu topraklara hizmet edeceği malumunuzdur. Bize ve bizden olana yabancılaşan bir nesil yetiştirilmemesi için de gereken tedbirleri almak yine biz öğretmenlere düşmektedir.

            Tarihi, gelenekleri ve tecrübeleri yeni nesillere aktarmak sadece ve sadece akademik bir uğraşla olamaz. Milli, vicdani, insani ve hukuk kurallarına oturtulmuş, iyi insan ve iyi vatandaş yetiştirme prensiplerine bağlı disiplinli bir çalışma ile olur. İşte biz buna Milli Eğitim diyoruz.

            Öğretmen fedakârlığın, kahramanlığın ve dünya büyüklüğündeki sorunların omuzlanarak bir ülkeye bir millete dönüşmesinin adıdır.

            Biz sadece bilgi eksenli çalışmayız. Sosyal, kültürel, ahlaki ve toplumsal sorumlulukları da yükleniriz ve aktarırız.

            Öğretmenlik mesleği Hz. Davut, Yunus, İdris ve Süleyman peygamberlerin ihsan ve ilim eksenli vazifelerini örnek alırken Hz. İsa, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi toplum ve millet olmanın sorumluluklarını taşır. Hepsinin özü  olan son peygamber Hz. Muhammed Efendimizin (S.a.v) Meşrep, Mezhep, din ve dil farklılıklarının üstünde “Ey insan!, iyi insan” hitabına uygun bir neslin yetişmesi çabasıdır.

            Biz Koyulhisar öğretmenleri, bütün bu sorumluluk bilinci ile birlikte Sultan şehir ismiyle anılan Sivas memleketinde yaşamanın artılarının da farkındayız. İlim, irfan ve mektep sahibi zatların Anadolu’nun tüm erenlerinden aldığı ilhamı;  okullarımız ve yaygın eğitim kurumlarımız vasıtası ile meslek erbabımıza aktarıyoruz.

            Bizler öğretim yaparken eğitim konusunu da çok önemseyip hayatımızın eksenine oturturuz. Tarihi ve kültürel büyüklüğü ile teslim aldığımız bu ülkeyi canımız, bilgimiz, irfanımız gücünde korumaya kollamaya ve çağın üstüne çıkarmaya çalışırız. Dünyada yeni bir medeniyet kurulacaksa bu bizim ellerimizle olsun isteriz. Tüm dünyanın mağdur ve masum insanlarının sorunlarını, sorumluluk bilen bir ülkenin vatandaşları olarak çocuklarımıza da bunu miras bırakırız.

Kıymetli meslektaşlarım zikrettiğim tüm bu hususlar üzerimize gönüllü aldığımız bir yüktür. İnsan zaten mukaddes bir yükün hamalıdır. Bizler üşenmeden ve karşılık beklemeden bu sorumluluğu taşımalıyız. Böyle olursa Türkiye Cumhuriyeti dünya ölçekli saygınlığını devam ettirir. Çocuklarımızı her türlü zararlı alışkanlık ve menfaat çetelerinin karanlık emellerinden korursak bu ülkenin geleceği için umut verici oluruz.

Bir şeyi bir kere yapmışsak gene yapabiliriz. Hatta ikinci defa daha kolay yaparız. Bu millet daha önce ENDERUN eğitim sistemini kurmuş ve bu sistem AKŞEMSEDDİNİ yetiştirmiş oda FATİHİ yetiştirmiştir, gene Enderun SİNANI yetiştirmiş oda dünyaca ünlü şaheserler yapmıştır. Artık milletimiz hasretle bekliyor Enderun’dan daha da güzel eğitim sistemimiz olsun ve o sistem Fatihten de, Sinan’dan da, hatta Yunus’tan ve Mevlana’dan da daha güzel insanlar yetiştirsin. Tamda bunları gerçekleştirdiğimizde vuslata ermiş olacağız.  

 

            Bu duygularla; Öğretmenlerimizin mukaddes görevinizde başarılar diliyor,  Başta başöğretmen Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenleri rahmet ve minnetle anıyorum. 15 Temmuz hain işgal girişiminde, yurt içinde ve yurt dışında terör saldırılarında şehit olmuş olan tüm vatan evlatlarımıza yüce Allahtan rahmet, milletimize baş sağlığı , Emekli olan öğretmenlerimize aileleriyle birlikte sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. Aday öğretmenlerimize de aramıza hoş geldiniz diyerek, tüm öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutluyor, hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.